11. Anadolu Buluşmaları’nda konuşan Prof. Hayrettin Karaman: Herkesin bir mezhebi olabilir. Bunda bir problem yok. Ama tercihini, hakkın ve hakikatin yegane temsilcisi sayarsa, diğerlerinin yanlış olduğunu ilan ederse o zaman bu mezhepçilik olur.

11. Anadolu Buluşmaları’nın onur konuğu olan Prof. Hayrettin Karaman 5 günlük Sempozyumun son gününde bir Hasbihal gerçekleştirdi.

 

İşte Prof. Karaman’ın konuşmasının satırbaşları:

-Ümmeti bölen-parçalayan sadece mezheçilik değil.

-Ulusçuluk da ümmeti bölen-parçalayan bir başka beladır.

-Herkesin bir mezhebi olabilir. Bunda bir problem yok. Ama tercihini, hakkın ve hakikatin yegane temsilcisi sayarsa, diğerlerinin yanlış olduğunu ilan ederse o zaman bu mezhepçilik olur.

-Mezhepli olmak bir kusur değildir.

-İslam bütün insanlık için rahmettir.

-Adalet ve merhamet sadece müminler için değildir. Bütün insanlık içindir, bütün eşya içindir.

-Peygamber efendimiz herşeye rahmet eder. Bunun içinde kâfirler de vardır.

-Birlik ve barış kelimesi de çok yıpratılmıştır.

-Herkes birlik ve beraberlkten bahsediyor. Peki bu nasıl olsun diyorsunuz?

-Bizim bayrağımız altında gelsin olur diyor.

-Herkes diyor ki birlik olsun. Peki bu nasıl olacak?

-Hiç kimse demiyor ki yuvarlak masa etrafında oturup konuşalım.

-Birlik, yuvarlak masada olur. Diktörtgen masada olmaz.

-Hiçbir grup yuvarlak masaya oturmuyor.

-Bizdeki particilik bizi bölen, bizi birbirimize düşüren gurupçuluktur. Bunun sonu da şiddettir.

-Grupçuluk şiddete neden oluyor.

-Grupçuluk ile şiddet arasında bir ilişki var. İslam arasında değil.

-Bizim kutsal kitabımızdan şiddet çıkar mı?

-Bu, Kur’an’ı ve hadisleri okuma biçimimize bağlı.

-Ormanı mı görüyorsunuz yoksa ormanın bütünü içindeki ağacı mı?

-Gelenek ne tamamen ne atılır ne de tutulur. Geleneğe eleştirel bakılabilir, ama atılamaz.

-Efendimiz, benden sonra devlet başkanı filandır, mürşit de filandır demedi.

-Devlet başkanı seçimini Kur’an da Peygamber efendimiz de belirlememiştir.

-Peygamber efendimiz bu işi ümmete bırakmıştır.

-Peygamber efendimiz tek seçenek olarak insanları İslam’a davet etmemiştir.

-İslam şiddet dini olsaydı peygamber efendimiz “ya İslam ya ölüm” derdi. Oysa durum tamamen farklıdır. Bu konuda hadisler var.

-Assad Mustafa’nın konuşmasından Arap Baharı’na temas etmek istiyorum.

-Bizim camiadan bazıları Arap Baharı’na olumsuz bakıyorlar. Ben, Azzam Temimi ve Assad Mustafa gibi Arap Baharı’nı müspet görüyorum.

-Arap Baharı başarısız değildir. Tunus’ta, Mısır’da ve Libya’da Arap Baharı başarılı olmuştur.

-Mısır Cumhurbaşkanının ilk icraatı Refah Kapısı’nı açmak oldu. Filistinliler nefes almış oldu.

-Bunları da onun aleyhine yazanlar oldu. İşte acele etti falan diyenler oldu. Peki Tunus’ta Gannuşi de mi acele etti?

-Suriye’de Esed hâlâ öldürmeye devam ediyor. Esed’e rağmen Suriye’de Arap Baharı’nı temsil eden insanlar onu bitirmek üzereydiler. Sonra Rusya devreye girdi.

-Özgür Suriye ordusunun güç şartlara rağmen sonuç elde ettiklerini gördük.

-Laik, seküler bir demokrasi bize uymaz.

-Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri efendi bir kitabında demokrasinin nasıl olabileceğini ilk söyleyenlerdendir.

-Şeriat düzeni bizim itikadımızdır. Bundan vazgeçemeyiz. Şeriat düzeni bizim imanımızın bir parçasıdır.

-Hz. Hasan’dan sonra hilafet sona ermiştir, ondan sonrasının adı saltanattır.

-Erbakan Hoca benden bir türlü vazgeçmedi. Beni kanatları altına alsaydı mutlu olacaktı, ama onu bir türlü mutlu etmedim. O benim yakamı bırakmadı ben de onun karşısına geçmedim.

-Bizim mahalle ailelerden oluşur. Ben bizim aile ile barışığım.

-Aynı kıbleye yönelmiş ailelerden bir mahallemiz olsun.

-Bizim hedefimiz, din eğitimi yapan kurumlara parti siyaseti girmesindir.

-Bize şunu söylediler, siz aslında gizli olarak şunu tutuyorsunuz ama hepsine karşı çıkıyormuşsunuz gibi görünüyorsunuz.

-Erbakan Hoca ile Fatih’te bir evde görüştük. Bize bir saat parti siyaseti konuştu.

-Sonra kalkıp “diğer programımızı neredeydi” deyip gitmeye çalıştı. İşte o zaman demirci oğlu Hayrettin Karaman kükredi. Hocam buradakilerin her biri bir yerden geldi dedim ve sonra oturup derdimizi kendisine anlattık.

-Bunun üzerine Erbakan Hoca bize dedi ki: Ben sizi anlı şanlı cihad etmeye çağırıyorum. Siz ise cephe gerisinde patates-soğan soymaya çalışıyorsunuz.