11. Anadolu Buluşmaları’nda konuşan Ramazan Kayan: Darbeciler kurşun yağdırırken kardeşlerimiz Habilce bir duruş sergilediler, ölümü selamladılar. Ölmek de bir sanat, yaşamak da…
Araştırmacı yazar Ramazan Kayan 11. Anadolu Buluşmaları’nda bir Hasbihal gerçekleştirdi.
30 yıllık dava arkadaşı şehit Ramazan Sarıkaya’yı anlatarak konuşmasına başlayan Kayan, ölüm ve şehadet ağırlık bir sunum yaptı.
İşte Ramazan Kayan Hocanın konuşmasının satırbaşları:
-Ramazan Sarıkaya’yı selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum.
-O akşam beraberdik. Silah seslerini duyduğumda Ramazan yanımda yoktu. On dakika öncesine kadar beraberdik. O, cennete koştu.
-Bu akşam bence Ramazan Kayan’ı değil, Ramazan Sarıkaya’yı dinleyin. O bize ne söylüyor? Eğer onu anlarsak, hayatı farklı anlarız.
-Şehit olmadan bir gün önce hastaneye gittim. Üç yaşındaki kızı yanıma geldi. Bana dedi ki, babam cennete gidecek. Çünkü o cenneti çok seviyor.
-Şehadet bir hak ediştir, şehadet bir sonuçtur.
-Ramazan Sarıkaya şehitler gibi yaşadı ve şehit oldu. O, otuz yıllık arkadaşımdı.
-Ramazanla birlikte sanki AKDAV’ın ruhu da gitti.
-O özel bir insandı. İnsanlık güzeli bir insandı. İnanıyorum ki onu çok arayacağız.
-Çok kitap okurdu. En son hangi kitabı okuduğunu sorduğumda, “Elmalı tefsirini bitirdim” dedi.
-Ramazan Sarıkaya tam bir vakıf adamıydı. İnşallah onun emanetlerine sahip çıkarız.
-Bu akşam başka şeyler anlatacaktım. Ama onun şehadet haberi gelince her şey değişti.
-Çocuklarımın bana yapmadığı hizmeti o bana yaptı.
-Darbeciler kurşun yağdırırken kardeşlerimiz Habilce bir duruş sergilediler. Ölümü selamladılar.
-Ramazan Sarıkayalar Hüseyince bir dirilişi tercih ettiler.
-Habilce bir duruş, Hamzaca bir duruş, Hüseyince bir duruş…
-Onlar şehadetleriyle mesajlarını verdiler. Şimdi sıra bize.
-Şehitlik ne kadar önemliyse şahitlik de o kadar önemlidir.
-Şahitlik şehitlik kadar belki daha fazla önem arzediyor.
-Şehit olduğunuz zaman sadece kendi kurtuluşunuzu sağlıyorsunuz, ama şahitlik de durum böyle değil.
-Darbeyi püskürtmek Allah’ın bu millete bir lütfudur.
-İslami davet çalışmalarımıza daha bir önem vermeliyiz.
-Allah, yaptıklarımızdan da yapmamız gerekip de yapmadıklarımızdan da bizi hesaba çekecek.
-Allah rasulünün hayatını inceleyin, insanlara tek bir şey vadetmiştir; cennet…
-Cennet, cennette kazanılmaz. Cennet, dünyada kazanılır.
-Yeni bir sayfa açmak için buradayız. Sadece teselli bulmak için değil.
-Ölümü daha fazla konuşmamız gerekiyor. Ölümle barışık olmamız gerekiyor.
-Ölüme nasıl bir yatırım yapıyorsunuz? Ölmek de bir sanat yaşamak da… Herkes ölemez, insan olan ölür. İnsan olmayan telef olur.
-Ölümü göze alırsak özgürleşiriz.
-İki korkumuz var; ölüm korkusu, geçim korkusu… Bunu halledersek gerisi gelecek.
-15 Temmuz görüntülerini izliyorsunuz, fidanlar nasıl yere düşüyorlar…
-60 yıldır Filistin nasıl ayakta…
-Bugün Filistin’de evlerinden şehit çıkmayan aileler başları önüne eğik duruyorlar.
-Sevdamız olacak, hedefimiz olacak, gayretlerimiz olacak, umutlarımız diri olacak.
-Sizden üç şey istiyorum:
-1. Aklımıza mutlaka hikmeti yüklemeliyiz. Allah’tan hikmet, burhan, basiret isteyelim.
-2.Kalbimize mutlaka haşyet koymamız lazım. Kalpsiz bir dünya, dünyanın baş belasıdır.
-3.Duruşumuza heybet yüklememiz lazım. Sinmeden, silikleşmeden dik duruşumuzu her zeminde sonuna kadar sürdürmemiz lazım.
-Fikriyatımızın sahih, fiiliyatımızın da salih olması lazım.
-Sakın Allah’ı ihmal etmeyelim, sakın Allah’ı terketmiyelim. Sakın Allah ile krize girmeyelim, sakın Allah ile aramızı açmayalım.
-Eğer birbirimizle iyi değilsek biraz da Allah ile aramızın iyi olmadığındandır.
-Allah gaybi yardımlarını bizden çekerse nasıl kendimize gelebiliriz.
-Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, nasıl bir yarına uyanacağımızın garantisi yok.
-Her taraftan kuşatılmış durumdayız. Topyekün seferberlik ilan etmemiz lazım.
-Yüreklere sefer düzenlememiz lazım. Dokunmadık yürek bırakmamalıyız.
-Aklımız üzerindeki ipotekleri kaldırmamız lazım.
-Bugün FETÖ’nün peşinden gidenler bakın ne hale geldi?
-İslam davasını taşımak istiyorsanız; eliniz temiz olacak, yüreğiniz temiz olacak, hayatınız temiz olacak…
-Birbirimizi yok sayarsak hep beraber yok oluruz.
-İnanan herkesin eli taşın altında olmalıdır.
-Bu davaya emeği geçen herkes azizdir, asildir.
-Biz konuşmayalım; amellerimiz, eylemlerimiz konuşsun.
-İç ahengimizi kurmadan sancılardan ve acılardan kurtulamayız. Hatalarımızla birbirimizi kabul edeceğiz
-Nefsimizin devreye girmesine izin vermeyelim.
-ANESİAD’lı kardeşlerime diyorum ki, iş kadar irşad da önemlidir.
-Bir hoca arkadaşımız Malatya’da haftada yedi gün irşat için fabrikaya gittiğini söyledi. Ne kadar güzel…
-İlgilendiğimiz yetimlere direniş eğitimi ve bilinci de vermemiz gerekiyor.
-Atanmış değil, adanmış öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz olmalı…